Yükleniyor...

Yazılarım

Biraz Nefessss...
Bazen insan ilginç sorgulamalara giriyor.
Yaşam rutin içinde geçen bir süreç mi, yoksa bir şeylerin peşinde koşarak yeni açılımlarla çoğalan bir mucizeler kutusu mu?
Bu soru da nereden çıktı demeyin…
O kadar çok üreten, yazan, çizen, söyleyen birisi olmama rağmen zaman zaman bu sorgulama ile yüzleşmem ilginç gelebilir haklısınız, bana da öyle geliyor çünkü.
Hayatı sorgulamak doğamızda var herhalde diyorum, başka bir şey diyemiyorum. 
Tüm bu yaşam dönüşümüne çıkış yolculuğumun ana kapısı olan bu sorular değil miydi zaten? Her şeyi sorgulatan, yeniden yapılandırmama sebep olan, oradan alıp, buraya koyduran….
Ne gariptir, her kitap çıkışında böyle bir süreçten geçerim. Yeni kitap heyecanı, çıktı çıkacak, haydi kapak nasıl olsun, dağıtımı gerçekleşti mi, okuyucuların yorumları, tanıtım süreçleri, kendini yeniden anlatma çabaları, bir dolu, bir dolu şey…
 Bu hengamenin arasında bile bir tarafın “Eveeet şimdi ne yazacaksın bakalım, ne projeler üreteceksin ?” demeyi sürdürüyor.
İçimdeki bu itici gücü çok seviyorum, beni hep daha iyiyi bulmaya ve üretmeye götürüyor….
Ama bir taraftan da ürkütüyor. İlk heyecanların hemen ardından yeni bir heyecan arayışı, yeni bir üretim telaşı.. Şunu hep söylerim ya “Her yeni şey bir gün rutin olacaktır.” Rutinde bir sorun yok, aman bozulmasın rutinlerimiz…
Yeni arayışların peşinde koşarak elindekilerin farkına varamama hali sorunlu.
O yüzden her an kendime şu sözleri sarf ediyorum. “Biraz nefes al, biraz nefes al ve anın tadını çıkar.” Anda kalmayı hayatımın büyük çoğunluğunda halletmiş birisi olmanın keyfini sürerken üretme telaşı konusunda biraz daha yolum var farkındayım ve farkında olmanın çözüme ulaştırdığını biliyorum.
Biraz nefes al, biraz nefes al..
Evet nefes almalıyız biraz. Yaptıklarımızın tadına varacak esler bulmalıyız, bir şey yaparken o ana odaklanarak, yaşamın koşturmasının içinde “Oh be dünya varmış” diyeceğimiz anlar yaratarak, eğlenmeyi unutmayarak….
Yine o laf kulaklarımı akın akın doldurdu:
“Yaşamın sırrı nefes aldığımız değil nefesimizin kesildiği anlarda saklıdır.”
Bu lafa rağmen, evet size söz biraz nefes alacağım, yeni kitabımın tadını doyasıya çıkaracağım, heyecanlanacağım, heyecanlanmanın keyfini çıkaracağım…
Bu arada Karanlıkta Bolero çıktı çıkalı gerçekten de heyecan dorukta. Benim üretme hazzımın aydınlığının tam tersi, hazzı karanlığa giden yolda arayan bir psikoloğun sıradışı hikayesini anlattığım kitabımı keyifle okurken içinizdeki bir çok alanı sorgulayacağınızı düşünüyorum. Sevgiyle kalın